Sürdürülebilirlik Gündeminden Öne Çıkan Başlıklar / Ekim 2025
Sürdürülebilirlik gündemi hem küresel hem de yerel arenada; yeni kararlar, haberler, projeler ve çalışmalarla hareketli günler geçirmeye devam ediyor. 2025 Ekim ayında gündemde yer alan haberleri sizin için derledik.
Güneş Enerjisi, Temiz Enerjideki Büyümeye Liderlik Ediyor
Yenilenebilir enerjideki küresel eğilimleri inceleyen ve yıllık hazırlanan Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) imzalı “Yenilenebilirler 2025” raporu yayımlandı. Rapora göre, dünyadaki yenilenebilir enerji kurulumları 2024’te yıllık bazda %22 artışla 685 GW oldu ve rekor seviyeye ulaştı. Yine raporun ortaya koyduğu veriler, 2025 için de rekor beklentisi olduğunu söylüyor. Artan politika belirsizlikleri ve düzenlemelere ilişkin zorluklara rağmen bu yıl eklenen yenilenebilir enerji kapasitesinin 750 GW ile yeni bir rekor kıracağı tahmin ediliyor. Bu kapasitenin %80’ini güneş enerjisinin, %18’ini ise rüzgâr enerjisinin oluşturması bekleniyor. Bu kapasite artışında aslan payı Çin’in olacak. Kapasite artışının 465 GW olan çok büyük bölümünün Çin’de devreye gireceği öngörülüyor.
Raporun ortaya koyduğu bir başka öngörü ise şu: 2025-2030 döneminde, küresel çapta yenilenebilir enerjide 4 bin 600 GW ilave kapasite devreye girecek. Bu büyüme, 2019-2024 dönemindeki artışın iki katından fazlasına karşılık gelirken Çin, Avrupa Birliği ve Japonya’nın elektrik üretim kapasitesinin neredeyse toplamına eşit.
Yenilenebilir enerji kapasitesindeki güçlü büyümede başrolü güneş enerjisi oynayacak. Söz konusu beş yıllık sekansta beklenen kapasite artışının %80’inin güneş enerjisinden sağlanacağı tahmin ediliyor. Rüzgâr ve hidroelektrik kaynakların güneş enerjisini takip edeceği, jeotermal enerjideki kapasite kurulumlarının ise 2025-2030 döneminde rekor seviyeye çıkacağı öngörülüyor. Bu rekor büyümenin Türkiye, ABD, Japonya, Endonezya ve Filipinler başta olmak üzere birçok ülkedeki artıştan sağlanması bekleniyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Türkiye’den Enerji Verimliliğinde Dünya Ortalamasının Üzerinde Performans
Son yıllarda enerji verimliliğine dair önemli adımlar atan Türkiye, bu alanda küresel ortalamanın üzerinde ilerleme kaydediyor.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Enerji Verimliliği ve Kapsayıcı Dönüşümler Ofisi Başkanı Brian Motherway, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada Türkiye'de enerji verimliliğine verilen öneme dikkati çekti. "Türkiye, iklim hedeflerine olan güçlü bağlılığının yanı sıra ekonomik refah, enerji güvenliği ve evlerde enerji maliyetlerini düşürme açısından da enerji verimliliğinin büyük fırsatlar sunduğunun farkında." diyen Motherway, bunun bir getirisi olarak Türkiye’nin son birkaç yılda enerji verimliliğini küresel ortalamadan çok daha hızlı artırdığını dile getirdi.
Enerji verimliliğinin faturaları düşürdüğünün ve sanayiyi daha rekabetçi hâle getirdiğinin altını çizen Brian Motherway, bunun için de politika ve yatırım tarafı ile bireylerin ve firmaların ortak çabasının gerektiğini belirtti. IEA'in enerji verimliliğini "ilk yakıt" olarak tanımladığına işaret ederek, "Ülkeler için emisyonları ile genel enerji maliyetlerini azaltmanın ve enerji ithalatlarını düşürmenin en kolay yollarından biri bu. Enerji verimliliğine yatırım yaptığınızda, doğrudan faydaların yanı sıra gaz boru hatları, elektrik şebekeleri ve altyapı gibi alanlarda da yatırım ihtiyacı azalıyor. Bu nedenle her zaman hükümetlere enerji verimliliğini yatırım stratejilerinin merkezinde tutmalarını hatırlatıyoruz. Bu yaklaşım genel hedeflere ulaşmayı da kolaylaştırıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Haberin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Hava Kirliliğinin Türkiye’ye Faturası Yılda 138 Milyar Doları Buluyor
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP), “Türkiye’nin Hava Kirliliği Karnesi” başlığıyla 2016’dan bu yana düzenli olarak paylaştığı Kara Rapor’un yedincisi yayımlandı. Rapora göre Türkiye’de partikül madde PM2.5 hava kirliliğinin ekonomik karşılığı bir yılda yaklaşık 138 milyar dolar. Bu, Türkiye’nin 2024 yılı gayri safi yurt içi hasılasının %10’una eşit.
Yine rapora göre, 2024’te Türkiye’de yıllık ortalama hava kalitesi, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği kılavuz değerlere göre oldukça düşük. Osmaniye, Iğdır ve Malatya partikül madde kirliliği en yüksek ilk üç il olarak sıralanıyor. En kirli ilk 10 şehre bakıldığında bu illerin, Akdeniz bölgesinin doğusunda ve Güneydoğu Anadolu’da yoğunlaştığı gözleniyor. Raporda belirtildiği üzere; sanayinin ve termik santrallerin yoğun olduğu bölgeler olan Bursa, Osmaniye ve Şırnak’ta halk, 250 günün üzerinde yani yılın %70’inde sağlıksız havaya maruz kaldı.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
İklim Değişikliği Kentlere Göçü Artırıyor
İklim değişikliği, canlı yaşamını pek çok noktada olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bunlardan bir tanesi de iklim değişikliği kaynaklı göç. Türkiye Bilişim Vakfı tarafından Be Node Research çatısı altında yayımlanan yeni bir rapor, iklim değişikliğinin Türkiye ve yakın coğrafyasındaki insan hareketliliği üzerindeki çok katmanlı etkilerini gözler önüne seriyor. Prof. Dr. Levent Kurnaz ve Prof. Dr. Tuba Bircan’ın kaleme aldığı çalışma, IPCC Altıncı Değerlendirme Raporu (AR6) senaryolarına dayalı projeksiyonlar, ulusal istatistikler ve sosyal araştırma bulgularını bir araya getirerek Türkiye’nin gelecekteki demografik ve sosyal dinamiklerini anlamak için stratejik bir yol haritası sunuyor.
Artan sıcaklıklar, su stresi ve tarımsal verimdeki düşüş gibi çevresel baskıların iç göçü tetiklediğini ortaya koyan rapor, bu durumun aynı zamanda kırsal ve kentsel alanlarda yeni kırılganlıklar yarattığı sonucunu veriyor. Rapora göre, iklimsel baskıların kentlere yönelik nüfus akışını artırdığı açık. Bu akış da altyapı üzerinde yeni baskılar oluşturuyor. Bununla da kalmıyor, yaşlılar ve engelliler gibi gruplar için “zorunlu hareketsizlik” adı verilen yeni bir sosyal risk alanı doğuruyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.