Okuma Süresi

COP29’da İlk Haftanın Ardından

11 Kasım’da başlayan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı’nda (COP29) ilk hafta geride kaldı.

Zorlu Cop29blog 970X548

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de devam eden COP29 İklim Zirvesi’ne katılım Zirve’nin ikinci en büyük COP zirvesi olma potansiyeli taşıyor. Zirve’ye katılmak için 65 binden fazla delege kaydolurken, bu sayı, geçen yıl Dubai’deki rekor kıran COP’a göre 15 bin kişi daha az. Ayrıca son yedi yıldır her COP, sayı olarak bir öncekinden daha fazla oluyordu. COP29 ile beraber bu eğilim de kırılmış oldu.
 
COP29’a ev sahipliği yapan Azerbaycan, 2229 kişiyle zirvede en büyük delegasyona sahip ülke olarak kaydedildi. Bunu 1914 kişiyle Brezilya ve 1862 kişiyle Türkiye izledi. Türkiye’yi 1011 kişi ile Birleşik Arap Emirlikleri ve 969 kişiyle de Çin takip etti
 
İklim değişikliği ve çevre konularında derinlemesine araştırmalar, analizler ve raporlar sağlayan bir çevrimiçi platform olan Carbon Brief’in analizine göre de, COP29 için hem şahsen hem de sanal tüm kayıtlı delegelerin cinsiyet dengesi %59 erkek ve %41 kadın olarak belirlendi.
 
29. konferansın ana konusu “iklim finansmanı” olarak belirlendi. Hatta COP29 için “İklim Finansmanı COP’u” tanımlaması çoktan literatüre girdi.
 
Konferansın en temel sorusu, iklim değişikliğiyle mücadele için ne kadar finansmanın gerekli olduğu ve bunun hangi kaynaklardan sağlanacağı oldu. Bu anlamda COP29’un ana hedefi, “gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğinin yol açtığı maliyetleri karşılamaları konusunda yardımcı olmak ve iklim değişikliğini yavaşlatmak için her yıl ne kadar finansman sağlanacağı konusunda anlaşmaya varmak” olarak belirlendi. Burada elbette bir de NCQG olarak kısaltılan yeni finansman hedefine değinmek gerekiyor. New Collective Quantified Goal (NCQG) şeklindeki ibare, Türkçe’ye Yeni Kolektif Sayılaştırılmış Hedef olarak çevriliyor. NCQG, mevcut yıllık 100 milyar dolarlık iklim finansmanı taahhüdünün 2023’te sona ermesinin ardından başlayacak yeni yıllık finansman hedefini ifade ediyor. Yeni hedef, kabul edilirse, 2025 itibarıyla başlayacak. Fakat 100 milyar dolarlık yardımın oldukça az olacağı ve yeni hedefte bunun revize edilmesi gerektiği hemen herkesin ortak fikri.  Ekonomistlerin COP27’de yaptığı açıklamaya göre, gelişmekte olan ülkelere 2030 yılına kadar yapılması gereken yardım miktarı yıllık yaklaşık 2 trilyon dolar olmalı.
 
Gelin, küresel ısınmanın bir sonucu olan iklim değişikliğine karşı mücadelenin sembol birlikteliği niteliğindeki Taraflar Konferansı’nın 29. buluşmasında ilk hafta neler yaşanmış bir bakalım.
 
Dünya Liderleri COP29’da Buluştu
 
50 binin üzerinde devlet görevlisi, resmi müzakere yürütecek görevliler, sivil toplum ve uluslararası kurum temsilcileri, gazeteciler, uzmanlar ve bilim insanlarının katıldığı COP29’un ilk iki gününde, Dünya Liderleri İklim Eylemi Zirvesi gerçekleşti. Ev sahibi Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte İtalya, İspanya, Yunanistan, Macaristan Polonya ve Çekya’nın da aralarında bulunduğu ülkeler, Zirve’ye lider düzeyinde katılım sağladılar.  ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise çeşitli nedenlerle bu önemli buluşmada yer almadılar.
 
Türkiye COP31’e Ev Sahipliği Yapmak İstiyor
 
Dünya Liderleri İklim Eylemi Zirvesi’nin konuşmacıları arasında yer alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin enerjideki mevcut durumunu ve gelecek hedeflerini şöyle aktardı: “2053 yılı için net sıfır emisyona ulaşma ve Yeşil Kalkınma vizyonumuz ekseninde kilit sektörlerimizi dönüştürüyoruz. Toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 59'a yükselttik. Bu oranla Avrupa'da 5'inci, dünyada 11'inci sıradayız. 2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz için temel önceliklerimiz yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerjidir. Bugün 31 bin megavat olan rüzgâr ve güneş enerjisi kurulu gücümüzü 2035 yılında 120 bin megavata çıkaracağız. Nükleer enerjide ise 2050 senesinde, 20 bin megavatlık bir kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz. 2024-2030 yıllarını kapsayan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planımızla 100 milyon ton karbondioksit eşdeğeri emisyon azaltımı öngörüyoruz. Elektrikli millî otomobilimiz Togg'u yaygınlaştırmaya devam ediyoruz. Diğer yandan Sıfır Atık Projesi de iklim değişikliğiyle mücadelemize ilave güç katıyor. Bu sayede projenin başlangıcından bu yana 5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önüne geçtik."
 
Bununla birlikte Türkiye’nin COP31 ev sahipliği için adaylığını açıkladığını söyleyen Erdoğan, bu adaylığı destekleyen ülkelere teşekkür etti. Değerlendirmesi süren ülkelerden de destek beklediklerini yineledi.
 
Bakanlar, Türkiye’nin Gelecek Stratejileri Hakkında Bilgi Verdi
 
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar COP29 kapsamında katıldıkları oturumlarda Türkiye'nin karbon emisyonundaki gelecek vizyonuna dair açıklamalarda bulundular.

Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele vizyonunu ortaya koyan Uzun Dönem Yol Haritası’nı açıklayan Murat Kurum, öncelikli olarak; enerji, sanayi, binalar, ulaştırma, tarım, atık ve arazi kullanımı gibi sektörlere odaklandıklarını belirtti. Kurum, "18 sektörde 89 stratejinin yer aldığı Uzun Dönem Yol Haritası'nı; ‘azaltım’, ‘uyum’ ve bu iki konunun ortak noktalarının yer aldığı ‘yatay kesen konular’ başlıklarında topladık. Emisyonların çoğunun kaynaklandığı enerji sektöründe iddialı hedefler ortaya koyduk. Bu alanda hayata geçireceğimiz projelerle ulusal çapta kullanacağımız enerjinin yaklaşık %80’inini karbonsuz hâle getireceğiz." dedi.
 
Zirve kapsamında düzenlenen Bakanlar Oturumu’nda konuşan Alparslan Bayraktar ise 2053 net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda, Türkiye’nin enerji geleceğini inşa etmek için stratejik bir yol çizdiklerini söyledi. Bakan Bayraktar sözlerine şöyle devam etti: "Beş temel alana odaklandık. Bunları da; yenilenebilir enerji kapasitemizi artırmak, genel olarak ekonomimizde enerji verimliliğini artırmak, nükleer enerji üretimini genişletmek, hidrojen, pil depolama ve karbon yakalama, kullanma ve depolama (CCUS) gibi yeni teknolojileri geliştirmek ve enerji geleceğimiz için gerekli olan kritik minerallere ve nadir toprak elementlerine yatırım yapmak şeklinde belirledik.”
 
Birleşik Krallık’tan Oldukça İddialı Bir Ulusal Katkı Beyanı
 
COP29’un üçüncü gününde Birleşik Krallık’tan  yeni ve iddialı bir Ulusal Katkı Beyanı açıklaması geldi. Buna göre Birleşik Krallık, 2035 yılına kadar sera gazı emisyonlarını, 1990’daki seviyesine göre %81 azaltacağını duyurdu. Bu, Birleşik Krallık’ın 2050 net sıfır hedefine uygun bir adım olarak yorumlandı.
 
Kalkınma Bankalarından İklim Finansmanını Güçlendirecek Adım
 
Bununla birlikte, aralarında Dünya Bankası’nın da olduğu bir grup kredi kuruluşu, yoksul ve orta gelirli ülkeler için belirlenen finansmanın 2030 yılına kadar 120 milyar dolara çıkarılması yönünde ortak bir hedef açıkladı. Bu, 2023’teki miktara göre yaklaşık %60’lık bir artış anlamına geliyor.