Okyanuslar için Üçlü Tehdit
Okyanusların doğaya birçok katkısı bulunuyor. Var olan oksijenin %70’ini üretmeleri, atmosferdeki havayı temizlemeleri, iklimi düzenlemeleri, gıda, temiz hava ve su döngüsünü sağlamalarının ve milyonlarca canlının yaşam alanı olmalarının yanı sıra milyonlarca insana iş imkânı sağlıyor. Listeyi uzatmak mümkün ama elde edeceğimiz sonuç sadece bir tane: Okyanuslar yoksa yaşam da yok.
Pekâlâ “yaşamın kaynağı” olarak tanımlayabileceğimiz okyanuslar ile ilgili yapılan bir araştırma, tehlike çanlarının çaldığını ortaya koyuyor. Öyle ki Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde Jeolog ve İklim Bilimci olarak görev yapan Andrea Dutton, bu çanların 252 yıl önce Permiyan döneminin sonlarında da bu şekilde çaldığını söylüyor. 252 yıl önce, Permiyan döneminin sonları, bir başka deyişle dünyanın bilinen en büyük yok oluşu yaşadığı dönem olarak biliniyor.
Üçlü Tehdit: Aşırı Isınma, Oksijen Kaybı ve Asitlenme
Andrea Dutton’ın tam da burada “neyse ki” diye başladığı cümle içimize biraz olsun su serpiyor: “Neyse ki özdeş koşullara sahip değiliz. Ancak yine de çevresel değişikliklerin benzer bir yönde ilerlediğine dikkat çekmeye değer. Yaşamlarımız için okyanuslara bağımlı olduğumuzun farkında olmalıyız.”
Peki, okyanuslar konusunda ortaya konan bu kötü senaryonun içeriği nedir? Araştırmaya göre, okyanuslar üçlü bir tehdit ile karşı karşıya: Aşırı ısınma, oksijen kaybı ve asitlenme. Bunun altında yatan sebepler listesinin başında ise fosil yakıt tüketimi ve ormansızlaştırma geliyor. Bu iki unsurun neden olduğu küresel ısınma, tüm canlıların ve hayatın devamlılığı için ekosistemin en önemli çarkı konumundaki okyanusların gördüğü baskıyı artık ciddi bir seviyeye çıkardı. Çalışmaya göre, dünyanın okyanus yüzeyinin yaklaşık %20'si, insan faaliyetlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu üç tehdidi aynı anda yaşıyor ve bu durum karşısında oldukça savunmasız. Zira yüzeyden itibaren ilk 300 metrede yapılan araştırmalar, bu bileşik tehdidin aynı anda yaşanmasıyla oluşan baskının 1960’lar ile kıyaslandığında 3 kat daha uzun süreli ve 6 kat daha yoğun olduğu sonucuna ulaştı.
Yine araştırma ile elden bir başka sonuç; aşırı ısınma, oksijen kaybı ve asitlenmenin 30 güne kadar sürebileceği ve özellikle tropik bölgelerin ve Kuzey Pasifik'in bu tehditlerden fazlasıyla etkilendiği oldu. Bu noktada İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yapan ve bu çalışmanın da baş yazarı olan Joel Wong'a kulak verelim. İklim krizi nedeniyle dünya okyanuslarının yeni bir duruma itildiği konusunda uyarılarda bulunan Wong, yaşananların tanıdık olduğunu söylüyor. Pasifik Okyanusu’ndaki deniz yaşamının ölümüne neden olan “deniz ısı dalgası” kavramını hatırlatan Wong, "Bu etkiler ve bu etkilerin sonuçları daha önce görüldü, hissedildi ve gelecekte tekrar yaşanmaları muhtemel. Elbette bu durum dünya çapında deniz ekosistemlerini ve balıkçılığı bozacak" diyor.
2023’te Rekor Okyanus Suyu Sıcaklığı
Çinli, ABD'li, Yeni Zelandalı, İtalyan ve Fransız araştırmacılardan oluşan bilim insanları grubu, Çin Bilim Akademisi'nin organizasyonuyla yıllık okyanus suyu sıcaklıklarını ölçtü. "Advances in Atmospheric Sciences" dergisinde yayımlanan araştırmada, 2023'te okyanus suyu sıcaklıklarının 2022'ye kıyasla 0,23 derece daha yüksek olduğu bilgisine ulaşıldı. Bu, beşinci kez üst üste kaydedilen "en yüksek sıcaklık" anlamına geliyor. Araştırmacılar, sera gazı salımının azaltılması hâlinde bile okyanus suyu sıcaklıklarının bu yüzyıl boyunca artmaya devam edeceğini belirtti.
Şu bilgiyi vermeden de geçmeyelim: 14 Mart 2023’ten bu yana deniz suyu sıcaklıkları her gün, o güne ait rekoru kırdı.
Okyanus suyu sıcaklıklarının artmasının hem okyanus ekosistemleri hem de insanlar için ciddi sonuçlar doğuracağı aşikâr. Bunlardan birkaç tanesine örnek verecek olursak:
Deniz Seviyesinin Yükselmesi: Isınmanın doğal bir sonucu olarak su genleşir ve buzullar erir, dolayısıyla deniz seviyesi yükselir. Bu da kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insanı ve altyapıyı tehdit eder.
İklim Sisteminin Değişmesi: Okyanusların ısınması su yoğunluğunun ve tuzluluğunun değişmesine sebep olur. Bu durum da okyanus akıntılarını ve dolaşımını etkiler. Sonuç olarak iklim sistemi ve bölgesel sıcaklık, yağış gibi olaylarda değişimler yaşanır.
Deniz Canlılarına Etkisi: Okyanuslardaki ısınmanın bir başka sonucu, sudaki çözünmüş oksijen miktarının azalmasına yol açmasıdır. Bu, deniz canlılarının yaşam alanlarını daraltır. Hareket eden tüm canlılar daha serin alanlara gider. Öte yandan ısınma, suyun asitliğini de artırır. Bu da kabuklu ve mercan gibi canlıların kabuklarını ve iskeletlerini zayıflatır.
Hava Olaylarına Olumsuz Yansıması: Okyanusların ısınması, aşırı hava olaylarının şiddetini ve sıklığını artırır. Son yıllarda hemen hemen her yaz yaşadığımız fırtınalar bunlara örnek olarak verilebilir.
Okyanuslar Neden Önemli?
İklim düzenlemede başrolü oynayan okyanusların işlevi bunlarla sınırlı değil. 3 milyardan fazla kişinin temel protein kaynağı olan okyanuslar milyonlarca kişiye de istihdam sağlıyor. Dünya nüfusunun 100 km genişliğindeki kıyı kuşağında yaşayan %40’lık bölümünün yaşamını sürdürmesi okyanuslara bağlı. Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 9,7 milyarlık bir seviyeye ulaşması bekleniyor. Bu bağlamda okyanuslar ve iç sular gelecekteki gıda güvenliği için hayati öneme sahip. Bunlarla beraber okyanuslar, küresel ekonominin ana sürücülerinden de biri olarak rol yapıyor, zira dünya ticaretinin %90’ından fazlası, okyanuslar aracılığıyla taşınıyor.
Yaşam için bu denli önemli olan okyanuslara karşı insanların tutumu tarih boyunca da pek iç açıcı olmamış. Sanayi Devrimi’nin başından beri insanlar tarafından üretilen karbondioksitin yaklaşık %30’unu soğuran okyanuslar, giderek büyüyen sanayi ve bu bağlamda tüketilen fosil yakıt miktarının artması nedeniyle daha asidik bir hâle geldi. Okyanuslar 1970’lerden bu yana dünya sistemindeki ek ısının %90’ından fazlasını soğurdu. İnsanlık ise dünya balık stoklarının %30’unu aşırı kullandı ve karşılığında büyük miktarda kirlilik getirdi.
Günümüzde her yıl en az 8 milyon ton plastik okyanusa atılıyor. Deniz canlılarının sudaki mikroplastikleri, insanların da o deniz canlılarını tüketmesi sonucunda bu mikroplastikler insan vücuduna da giriyor.
İşletmelere Düşen Görevler
Okyanusların ve denizlerin büyük bir ekonomiye de zemin oluşturduğunu biliyoruz. Birçok endüstriye direkt ya da dolaylı olarak etki ediyor; balıkçılık, su ürünleri yetiştiriciliği, turizm bu konuda etkilenen sektörlerden sadece birkaçı. Dünyada; deniz ve kıyı kaynakları ve sanayisinin yıllık 3 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu sayı küresel GSYİH’in %5’ine karşılık geliyor.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın 14. Maddesi “Sudaki Yaşam”. UN Global Compact, işletmelere bu maddeye ilişkin olarak şu uyarıda bulunuyor: “Okyanuslar ve denizler, gelişmekte olan ülkelerdeki milyonlarca insan için hayat kurtarıcı niteliğinde. Bu istihdamı karşılama tarafında yapılan tüm faaliyetler çevresel hassasiyetlerle dengelenmelidir.”
UN Global Compact, yapılması gerekenleri şöyle veriyor:
Sorumlu Davranın
- Plastik ambalajlama gereksinimlerinizi gözden geçirin; plastik ambalajları azaltmaya, yeniden kullanmaya veya geri dönüştürmeye çalışın.
- Doğal deniz sermayesi ve ekosistem hizmetlerini araştırın, analiz edin ve bunlara değer biçin. Bu değerleri karar verme, etki izleme ve değerlendirme, iç yönetim raporlaması ve entegre dış raporlamada kullanın.
- Çevreyi kirleten maddelerin doğal ortama salınarak oradan okyanus ve denizlere ulaşmasını önlemek için gelişmiş atık arıtma sistemleri uygulayın.
- Üretim sahalarının kıyı şeridinin veya büyük su kütlelerinin yakınında faaliyet gösterdiği yerlerde, deniz koruma alanları oluşturun ve bu ekosistemlere bağlı insanların geçimlerinin yanı sıra deniz yaşamının korunması için de yapılan araştırma ve planlamalara katkıda bulunun.
- Deniz taşımacılığı ve gemi sökümünde çevre standartlarına uyun ve bu standartların üstüne çıkmaya çalışın.
- Okyanuslara yayılan atığı azaltacak yenilikçi teknoloji, bileşenler ve arıtma sistemleri geliştirin ve benimseyin.
Fırsatlar Yaratın
- Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 14 ile ilişkili şirket hedeflerinizi ve başarılarınızı paylaşın.
- Limanlarda rölanti yapan dizel motorlardan kaynaklanan salımları azaltmak için kullanılan emisyonsuz yakıt hücreleri gibi, kargo ve yolcu gemileri için yeni enerji teknolojilerini benimseyin.
- Deniz kirliliği ve kirlenme riskini azaltacak şekilde liman yönetiminin verimliliğini ve sürdürülebilirliğini artırmak için rıhtım ve liman yetkilileri ile işbirliği yapın.
- Deniz plastik atıklarını toplayıp ürün imalatında kullanmak için diğer paydaşlarla iş birliği yapın,
- Deniz taşımacılığı kullanan tedarikçi ve distribütör firmaların deniz taşımacılığının çevresel standartlarına uymasını sağlayın,
- Balıkçılık ve su ürünleri kaynaklı riskleri azaltmak ve yönetmek, deniz kaynaklarını korumak ve bu konudaki birikimi hükümetler ve diğer paydaşlarla paylaşmak için yenilikçi çözümler geliştirin.
- Doğal yaşam alanlarının korunmasına ve restorasyonuna daha fazla yatırım yapılması için ekonomik bir sinyal göndermek amacıyla ekosistem hizmetlerinin değerini araştırın ve belirleyin.