Okuma Süresi

Uluslararası Enerji Ajansı: Dünya Yeni Bir Elektrik Çağının Eşiğinde

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Dünya Enerji Görünümü 2024 raporu, dünyanın enerji üretiminde kritik bir eşikte olduğunun altını çiziyor. Rapora göre, dünya yeni bir elektrik çağına giriş yapmak üzere ve bu yeni sistem, yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi üzerine inşa edilecek.

Zorlu Blog Enerji Ajansi 141124 970X458

Rapor, bu geçiş süreci için şöyle bir senaryoyu ortaya koyuyor: “İçinde bulunduğumuz 10 yılın sonunda fosil yakıt talebi zirveye ulaşacak. Talebin zirveyi görmesinin ardından petrol ve doğalgazdaki arz fazlası da yeşil enerjiye yatırımı teşvik edecek.” IEA Başkanı Fatih Birol, bu öngörünün detaylarını, “İçinde bulunduğumuz 10 yılın ikinci yarısında, jeopolitik gerilimlerin nasıl evrildiğine bağlı olarak, daha bol petrol ve doğal gaz arzı beklentisi bizi çok farklı bir enerji dünyasına götürecek. Fazla fosil yakıt arzı, daha düşük fiyatlara yol açabilir ve ülkelerin temiz enerjiye daha fazla kaynak ayırmasını sağlayabilir. Bu yeni durum, dünyanın bir ‘elektrik çağı’na geçişini hızlandırabilir. Enerji tarihinde kömür çağıylapetrol çağına tanıklık ettik ve şimdi hızla elektrik çağına doğru ilerliyoruz. Bu çağ, ileride küresel enerji sistemini tanımlayacak ve giderek daha fazla temiz elektrik kaynaklarına dayanacak.” şeklinde açıklıyor.
 
Bununla birlikte raporda, enerji sektöründeki değişim ve dönüşüme direkt etki edecek olmaları bakımından; Enerji Güvenliği ve Tedarik Zincirleri, Yeşil Dönüşüm ve Karbon Emisyonları, Enerji Teknolojileri ve Yenilikler, Elektrifikasyonun Hızlandırılması, Küresel Enerji Talebi ve Ekonomik Etkiler, Adil Geçiş ve Sosyal Etkiler başlıklarının kritik öneme sahip oldukları özellikle vurgulanıyor.

 
"Yenilenebilir Enerjiye Geçiş Planları Hızla Uygulamaya Konulmalı"
 
Raporda iklim krizine yönelik "acil" kodlu verilen uyarıların başında, hükümetlerin fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçiş planlarını hızla uygulamaya koymasının gerekliliği geliyor. Bunun sebebi de şöyle açıklanıyor: "Küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmaya giden yol giderek daralıyor. Eğer aksiyon alınmazsa daralan bu yol da hızlı bir şekilde kapanabilir." Uluslararası Enerji Ajansı'nın sunduğu veriler, 1,5°C hedefi doğrultusunda yeni petrol, kömür veya gaz çıkarılmasına gerek olmadığını ortaya koyuyor. Raporun bu noktadaki çıkarımı şöyle: "Net sıfır karbon emisyonuna giden yolda, talepte, uzun teslim süreli konvansiyonel petrol ve gaz projelerine ihtiyaç duyulmayacak kadar hızlı gerçekleşecek keskin düşüşler yaşanacak. Öte yandan yeni kömür madenlerine veya mevcut madenlerin ömrünün uzatılmasına da gerek kalmayacak. Ek olarak bu süreçte yeni sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) projelerine de yer yok. Şu anda yapım aşamasında olan projeler de 1,5°C hedefiyle uyumlu değil".
 
Temiz Enerjiye Geçiş Ne Kadar Hızlı Gerçekleşecek?
 
2023 yılında dünya genelindeki enerji üretimine 560 gigavattan (GW) fazla yeni yenilenebilir kapasite dahil oldu. Bu daha önce benzeri görülmemiş bir performanstı. Temiz enerji projelerine yatırım akışları her yıl 2 trilyon dolara yaklaşıyor. Bu rakam oldukça önemli zira bu, yeni petrol, gaz ve kömür tedarikine harcanan toplam miktarın neredeyse iki katı. Hâlihazırdaki durum, 4.250 gigavat olan yenilenebilir enerji üretim kapasitesinin 2030'da yaklaşık 10.000 gigavata çıkabileceğine işaret ediyor. Her ne kadar COP28'de ortaya konulan "üç katına çıkma" hedefinin gerisinde kalınsa da küresel elektrik talebindeki artışı karşılamak ve kömürle çalışan üretimi düşüşe itmek için fazlasıyla yeterli. Birçok ülkede yeniden ilgi gören nükleer enerjiyle birlikte, düşük emisyonlu kaynakların 2030'dan önce dünyanın elektriğinin yarısından fazlasını üretmesi bekleniyor.
 
2100’e Kadar Küresel Ortalama Sıcaklıklarda 2,4°C'lik Artışa Doğru
 
Uluslararası Enerji Ajansı, raporun “sonuçlar” kısmında, enerji dağıtımındaki adaletsizlik ve gelecek beklentileri noktasında iki önemli meselenin altını çiziyor:
 

  • “Modern enerjiye erişim eksikliği, günümüz enerji sistemindeki en temel eşitsizlik. Çoğunluğu Sahra Altı Afrika'da olmak üzere 750 milyon kişi elektriğe ve 2 milyardan fazla kişi temiz pişirme yakıtına erişemiyor. Erişim projelerinin görünümü; daha ucuz teknolojiler, yeni politikalar, dijital ödeme seçeneklerinin artan kullanılabilirliği ve kullandıkça öde iş modelleri sayesinde iyileşiyor ancak fazlasına ihtiyaç var. COP29 ve G20'deki iklim finansmanı tartışmaları, gelişmekte olan ekonomilerde temiz enerji yatırımlarının artırılması beklentilerinin bir ölçütü olacak.
     
  • Geçişler ivme kazanmasına rağmen dünya hâlâ iklim hedefleriyle uyumlu bir yörüngeden çok uzakta. Olumlu gelişmeler var, ancak bugünün politika ayarları, dünyayı 2100 yılına kadar küresel ortalama sıcaklıklarda 2,4°C'lik bir artışa doğru götürüyor. Bu da değişen iklimden kaynaklanan daha da ciddi riskleri beraberinde getiriyor. Tüm tarafların, fosil yakıt kullanımının belirli sonuçları olduğunu kabul etmesi gerekiyor. Yakıt fiyatlarında bir süre aşağı yönlü baskı olabilir ancak enerji tarihi bize bir gün döngünün tersine döneceğini ve fiyatların yükseleceğini söylüyor. Bu arada iklim eylemsizliğinin maliyetleri, atmosferde emisyonlar biriktikçe ve aşırı hava koşulları kendi öngörülemez fiyatını dayattıkça her geçen gün daha da artıyor.”

 
Zorlu Holding’in Sıfır Emisyon Hedefi

Zorlu Holding olarak, daha yaşanabilir bir dünya için yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üretmeye odaklanıyoruz. Sürdürülebilirliği iş stratejimizin merkezine koyuyor, işimizin bir parçası değil bütünü ve odağı olarak görüyoruz. Tüm faaliyetlerimizi Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları odağında kurguladığımız Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik vizyonumuza paralel yönetiyor, çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim alanlarındaki performansımızı sürekli geliştiriyoruz. Tüm değer zincirinde karbon nötr bir büyüme için yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanıyor, üretim süreçlerinden kaynaklanan salımların insanlara ve çevreye zarar vermemesini ve ürünlerin kullanım aşamasında sera gazı salımına neden olmayacak şekilde tasarlanmasını sağlayarak net sıfır emisyona ulaşmak için çalışıyoruz.

Grup şirketlerimizden Zorlu Enerji Grubu, jeotermalden güneşe, rüzgâra, hidroelektriğe ve elektrikli araç şarj istasyonlarına kadar uzanan geniş bir yelpazede enerji üretiyor. Bu geniş enerji portföyü, sürdürülebilirlik ve yenilik odaklı bir vizyonla hareket ediyor. Karbonsuzlaşma ve geleceğin teknolojilerine odaklanarak kaynak çeşitliliğini artırmayı hedefliyor. Akıllı sistemler ve elektrikli araç şarj istasyonları alanlarına yapılan yatırımlarla da enerji üretiminden tüketimine kadar geniş bir perspektifte çözümler sunuyor.
 
Zorlu Enerji Grubu, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerini yenilenebilir ve temiz enerji çözümleri, enerji verimliliği ve düşük karbonlu çözümler, dijitalleşme, dijital dönüşüm ve akıllı enerji sistemleri, sürdürülebilir şehirler ve altyapı ile döngüsel ekonomi ve atık yönetimi olmak üzere beş temel odak alanı etrafında şekillendiriyor. Öyle ki 2023 yılında Ar-Ge bütçesinin yaklaşık %31’ini düşük karbonlu teknolojiler geliştirmeye ayırdı.
Gelin, Zorlu Enerji Grubu’nun bu alandaki projelerinden kısa kısa bahsedelim:
 

  • Enerji depolamanın en az üretim kadar önemli bir süreç olduğu gerçeğini projelerine de yansıtan Zorlu Enerji, Tekirdağ’da depolamalı rüzgâr enerjisi santralı kuruyor. Proje kapsamında; 250 MW kapasiteli rüzgâr enerji santralı (RES) ve 250 MWh kapasiteli enerji depolama tesisi (EDT) kurulacak. Santralda üretilen elektrik, 295 binden fazla kişinin yıllık elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayacak büyüklükte olacak.
  • Bir jeotermal gaz emisyonu kontrol projesi GECO ile jeotermal enerji santrallarının sera gazı emisyonlarının azaltılması hedefleniyor. Jeotermal sahalarda hayata geçirilen projenin amacı; elektrik üretimi esnasında açığa çıkan ve karbondioksit de barındıran gazların rezervuara geri basılmasıyla karbon salımının büyük ölçüde azaltmak olarak açıklanıyor.
  • Zorlu Enerji, GeoSmart adlı projeyle AB’nin en büyük Ar-Ge ve inovasyon programı olan Horizon 2020 programından destek aldı. Bu projede; Kızıldere JES ve Almanya’nın Insheim bölgesindeki sahalarda jeotermal akışkanın sıvı ve buhar fazında depolanması, jeotermal enerji santrallarına entegre edilebilecek Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi (Concentrated Solar Power-CSP) ve biyokütle (biomass) teknolojilerinin santral performansı üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi ve kaynağın daha verimli kullanımı açısından re-enjeksiyon sıcaklıklarının düşürülmesi alanlarında çalışmalar yapılıyor. Proje ile hedeflenenler şöyle açıklanıyor: Yüksek verimli yenilenebilir teknolojileri kombine ısı ve güç santrallarına entegre etmek, uluslararası alanda saha uygulamaları yaparak yeni ekipman ve teknolojileri denemek ve bu süreçte elde edilen bilgiyi paylaşmak.
  • Dijital teknolojilerin enerji sektörüne verimli bir şekilde entegrasyonuna yönelik Açık İnovatif Enerji Piyasaları için Büyük Veri Çözümleri (Big Data Solutions for Open Energy Marketplace-BD4OPEM) projesinde yer alan OEDAŞ (Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş.), bu projeyle; yeni teknolojilerin hayatımıza girmesi sonucunda yaşanan enerji üretim ve tüketim profillerindeki değişimlerin, şebeke üzerindeki etkilerinin en aza indirilmesini amaçlıyor.
  • Ar-Ge projelerinden biri olan GeoPro ile; jeotermal enerjinin daha geniş bir kullanım alanı bulması ve bu alandaki yenilikçi yöntemlerin geliştirilip sektöre entegre edilmesi hedefleniyor.
  • Yeni nesil teknolojik çözümleri piyasaya sürme vizyonu ile yapılan yatırımlar ve projeler arasında olan eCharge4Drivers projesi, elektrikli araç sürücülerinin uygun şarj çözümleri bulmada yaşadığı zorlukları ele alıyor. eCharge4Drivers, şehir içi ve şehirler arası seyahatlerde elektrikli araç şarj deneyimini iyileştirmeyi amaçlıyor.